ÖDEV ARŞİVİ
Sayın Ziyaretçimiz;
Ödev Veya Konu Anlatımları Kategorilerini Görebilmeniz İçin Üye Olmanız Gerekmektedir...
Ödev Arşivimizi Sadece Üyelerimiz Görebilir
ÖDEV ARŞİVİ
Sayın Ziyaretçimiz;
Ödev Veya Konu Anlatımları Kategorilerini Görebilmeniz İçin Üye Olmanız Gerekmektedir...
Ödev Arşivimizi Sadece Üyelerimiz Görebilir
ÖDEV ARŞİVİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ÖDEV ARŞİVİ

Özgür Arşiv
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Osmanlı Devletinde (KadıAsker)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 123
Paylaşımcı Puanı : 2147483647
Kayıt tarihi : 03/04/09

Osmanlı Devletinde (KadıAsker) Empty
MesajKonu: Osmanlı Devletinde (KadıAsker)   Osmanlı Devletinde (KadıAsker) Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 6:25 pm

Osmanlı Devletinde (KadıAsker)
KADIASKER
Osmanli Devleti'nde askerî ve hukukî islerden sorumlu olan kadiaskerlik
teskilâti, gerek kelime gerekse meslek olarak uzun bir geçmise
sahiptir. Hz. Ömer tarafindan ordugâh sehirlerine tayin edilen kadilar,
sivil olmaktan ziyade askerî bir hüviyet tasiyorlardi. Bu sebeple,
kadiaskerligin Hz. Ömer tarafindan kuruldugu belirtilmektedir.
Abbasîler'de de görülen bu mansib, Harzemsahlar'da, Anadolu
Selçuklulari'nda Eyyûbîler'de, Memlûklerde ve hatta Karamanlilar'da da
vardi.
Osmanli Devleti'nde ilk kadiaskerin Bursa Kadisi Çandarli Kara Halil
Hayreddin Pasa oldugu belirtilmektedir. Kaynaklar, ilk kadiaskerin adi
geçen zat oldugunda müttefik olmalarina ragmen, tayin tarihi için
farkli rakamlar vermektedirler. ÂsIkpasazâde ve Oruç Bey, bu makamin
761 (M 1359), Hoca Saadeddin, Solakzâde ve Müneccimbasi 763 (M.
1361)'de ihdas edildigini belirtmektedirler. Bundan baska kadiaskerlik
hakkindaki arastirmasinda M. Ipsirli ,baska kaynaklarda bu tarihin 762
(M. 1360) olarak verildigini söyler.
Kelime olarak lügat mânâsi "asker kadist" demek olan kadiaskerlik,
Osmanli ilmiye teskilâti içinde önemli bir mevki idi. Kadiasker
terkibindeki "asker" kelimesi, müessesenin özelligi açisindan önem
tasir. Zira, Seyhulislâmliktan takriben bir asir kadar önce (80 sene)
kurulmus olan müessesenin kurulusunda devletin, asker ve onlarin
ihtiyaçlarini karsilamada titizlikle hareket ettigini göstermektedir.
Bununla beraber, Divan-i Hümâyun azasi olan kadiaskerin vazifeleri
sadece askerî saha ile sinirli degildi. Kadiaskerler ayni zamanda bütün
sivil adlî islere de bakiyorlardi. Onlar, belli seviyedeki bazi kadi ve
nâiblerin tayinlerini de yapiyorlardi. Divan toplantilarinda vezir-i
a'zamin saginda vezirler, solunda da kadiaskerler yer alirdi.
Fâtih Sultan Mehmed'in son senelerine kadar yalniz bir kadiaskerlik
vardi. Hududlarin genislemesi ve islerin çogalmasi yüzünden 885 (M.
1481) yilinda biri Rumeli, digeri Anadolu olmak üzere ikiye ayrildi.
Belirtilen tarihte, Muslihiddin el-Kastalanî daha üstün kabul edilen
Rumeli kadiaskerligine, o dönemde Istanbul kadisi olan Balikesirli Haci
Hasanzâde Mehmed b. Mustafa da Anadolu kadiaskerligine getirildiler.
Dogu ve Güneydogu Anadolu'nun Osmanli ülkesine ilhakindan sonra Yavuz
Sultan Selim (1512-1520) tarafindan 922'de yani XVI. asrin ilk
çeyreginde (1516) merkezi Diyarbekir (Diyarbakir) olan Arap ve Acem
kadiaskerligi adi altinda üçüncü bir kadiaskerlik kuruldu. Devlet
merkezine olan uzakligi sebebiyle olsa gerek ki divân üyeligi
bulunmayan bu kadiaskerligin basina meshur tarihçi ve bilgin Idrisî
Bitlisî getirildi. Bilahare merkezi, payitahta (Istanbul) nakledilen bu
kadiaskerlige Fenarîzâde Mehmed Sah Efendi tayin edildi. 924 (M. 1518)
de adi geçen sahsin bu görevden ayrilmasindan sonra bir müddet
vekaletle idareye baslanan bu kadiaskerlik lagv edilerek vazife ve
selahiyetleri Anadolu kadiaskerligine birakildi. Böylece Rumeli ve
Anadolu kadiaskerlikleri diye tekrar ikiye indirilen bu müessese,
Osmanli saltanatinin sonuna kadar devam etti.
Protokola göre daha üstün addedilen Rumeli kadiaskerleri ile daha asagi
bir mevkide bulunan Anadolu kadiaskerinin vazifeleri kanunnâmelerde
söyle belirtilir:
"Bilfül Rumeli kadiaskeri olan efendi, Rumeli ve adalarda vaki kazalari ve kismet-i askeriyeleri tevcih eder.
Ve bilfül Anadolu kadiaskeri olan efendi, Anadolu'da ve Arabistan'da vaki kazalari ve kismet-i askeriyeleri tevcih eder.
Ve bu efendiler, divân günlerinde elbette Divan-i Hümâyuna müdavemet
edüp Cuma günlerinde vezir-i a'zam hazretlerinin hânesine varirlar.
Amma dâva istimai lâzim gelse Rumeli kadiaskeri istima edüp Anadolu
kadiaskeri kendi halinde oturur. Meger vekil-i saltanat tarafindan
me'zûn ve me'mûr ola, ol zaman istimai ser'an caiz olur.
Ve yirmi, yirmibes ve otuz ve kirk medreselerin ve kendi taraflarina
müteallik olan bazi mahallin cihet ve tevliyet makulesin tevcih
edegelmislerdir."
Böylece Anadolu'da bulunan müderris ve kadilarin tayini, Anadolu
kadiaskerinin, Rumeli'de bulunan müderris ve kadilarin tayini de Rumeli
kadiaskeri tarafindan yapilmaktaydi. Görüldügü gibi müessesenin
görevleri, egitim ve yargi teskilatinin idaresi, ordu ve askerî
zümrenin gerek baris, gerekse savas sirasinda hukukî ihtilaflarinin
giderilmesi ve davalarinin görülmesi seklinde iki ana grupta
toplanabilir.
Kadiaskerler, XVI. yüzyilin ikinci yansini müteakip, Seyhülislâmligin
ön plâna çiktigi tarihe kadar bütün kadi ve müderrisleri aday (namzet)
gösterip tayinleri sadr-i a'zama ait olan kirktan yukari müderrisler
ile mevâliyi vezir-i a'zama arz ile tayinlerine delâlet ederlerdi. Daha
sonra bu gibilerin arzlari kendilerinden alinarak, kirk akçaya kadar
olan müderrislerle kaza kadilarinin tayinleri eskisi gibi bunlara
birakildi. Kirktan yukari yevmiyeli müderrisler ile mevâlinin tayinleri
ise seyhülislâmlara verilmistir. Tayin olunacak müderris veya kadi
Anadolu'da ise Anadolu kadiaskeri, Rumelide ise Rumeli kadiaskeri
tarafindan arz günlerinde, bizzat kendisi tarafindan, padisah huzurunda
okunan "Defter-i akdiye" de okunup inha olunan kadilarin tayinleri için
padisahin muvafakati alinirdi.
Bir kimsenin kadiasker olabilmesi için "mevleviyet" denilen 500 akça
yevmiyeli büyük kadilik mansibinda bulunmasi gerekirdi. XVI. asrin
ikinci yarisina kadar kadiasker olmak için muayyen bir usûl yoktu.
Fakat bu tarihten sonra Istanbul ve Edirne kadilarindan veya Anadolu
kadiaskeri pâyesi olan Istanbul kadisi mazullerinden birinin fiilen
Anadolu kadiaskeri olmasi kanun haline gelmisti. Bu kadiaskerlikten
sonra da Rumeli kadiaskerligi gelirdi. Kurulustan sonraki dönemlerde
kadiaskerlik müddeti, diger mevleviyetlerde oldugu gibi bir yildi. Bu
müddeti dolduran kadiasker, mazûl sayilarak yerine sirada olan bir
baskasi tayin edilirdi. XVI. asrin ikinci yarisindan itibaren Rumeli
kadiaskerleri Seyhülislâm olurlardi.
Zamanla maaslarinda farklilik görülen kadiaskerler, Fatih kanunnâmesine
göre devlet hazinesinden yevmiye 500 akça aliyorlardi. XVI. yüzyilin
ortalarindan sonra Rumeli kadiaskeri 572, Anadolu kadiaskeri ise 563
akça yevmiye aliyorlardi. Bunlarin maaslarindan baska askerî siniftan
olup vefat edenlerin "resm-i kismet"lerinden, binde onbes akça olarak
gelirleri vardi. Bu para, kadiasker kassamlari vasitasiyle tahsil
edilirdi. Âli'nin kaydina göre Rumeli kadiaskerine resm-i kismetten
günde sekiz bin akça hasil olurdu. Anadolu kadiaskerinin resm-i kismeti
ise daha fazla idi. Irak, Suriye ve Misir'in bu kadiaskerlige bagli
olmasi, bu artisa sebep oluyordu. Mazuliyet veya tekaüdlerinde de
kendilerine maas tahsis edilen kadiaskerlere, daha sonra birer arpalik
verilerek iaselerinin temin edilmesi saglanirdi.
Divân'daki davalari dinleyen kadiaskerler, Sali ve Çarsamba hariç olmak
üzere hergün kendi konaklarinda divân akdedip kendilerini ilgilendiren
ser'î ve hukukî islere bakarlardi. Kadiaskerlerden her birinin
tezkireci, rûznamçeci, matlabçi, tatbikçi, mektupçu ve kethüda olmak
üzere yardimcilari bulunurdu. Ayrica her birinin davali ve davaciyi
divâna getiren yirmiser muhziri bulunmaktaydi.
Padisah, sefere çiktigi zaman kadiaskerler de onunla birlikte
giderlerdi. Padisah sefere gitmedigi takdirde onlar da gitmezlerdi. Bu
durumda ser'î muameleleri görmek üzere onlarin yerine "ordu kadisi"
tayin edilip gönderilirdi. Ayni sekilde padisahlar Edirne'ye gittikleri
zaman onlar da padisahla birlikte gider ve akd edilen divân
oturumlarina istirak ederlerdi.
Bu müessese, Osmanli Devleti'nin sonuna kadar devam etmis, Osmanli hükümeti ile birlikte o da tarihe mal olmustur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dersanem.yetkin-forum.com
 
Osmanlı Devletinde (KadıAsker)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Osmanlı Devletinde (Sehzadeler)
» Osmanlı Devletinde (Vezirler)
» Osmanlı Devletinde (Nişancı)
» Osmanlı Devletinde (Deftarlık)
» Osmanlı Devletinde (Saray Yönetimi)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ÖDEV ARŞİVİ :: Ödev ve Konu Anlatımı Kategorileri :: Tarih-
Buraya geçin: