Serkan_Baskan ViP Üye
Mesaj Sayısı : 94 Paylaşımcı Puanı : 185 Kayıt tarihi : 19/04/09
| Konu: 90'LARDA TÜRKÇE POP Paz Nis. 19, 2009 7:07 pm | |
| 90’larda Türkçe Pop 90’lı yıllarda Türk Pop Müziği, hep tartşılagelen bir konu olmuştur. Bu yıllarda pop müziğinin gelişimini anlamak için 60’lı yıllara, pop müziğinin ilk filizlendiği yıllara uzanmak gerekir. O zamanlarda pop diye tabir edilen bir müzik yoktu. Her şey yabancı parçalara Türkçe sözler yazılmasıyla başladı. O zamanlar bu müziğe Türkçe Sözlü Hafif Müzik, ya da Aranjman Müzik deniliyordu. Söz. yazarlarına büyük görevler düşüyor, Sezen Cumhur Önal ve Fecri Ebcioğlu gibi birçok söz yazarı, yabancı bestelere Türkçe sözler yazıyorlardı. Bu müzik o yıllar, “hafife” alındığından olacak ki TRT “hafif müzik” diye bir tanım getiriyordu. Erol Büyükburç, süphesiz Türk Hafif Müziğinin ilk sanatçısıdır. İlginç sahne kostümleriyle de akıllarda yer etmiştir. Onu Ajda Pekkan izlemiş ve böylece bu müziği icra eden birçok sanatçı ortaya çıkmıştır. 70’li yıllarda ortaya çıkan Anadolu Pop ya da Anadolu Rock müzik, TRT’ye inatla tüm Türkiye’yi kasıp kavurmuştur. Cem Karaca, Barış Manço, Moğollar, 3 Hürel, Erkin Koray ve Edip Akbayram bu akımın belli başlı sanatçılarıdır. Bunlara Halk Müziğine odaklanmanları yüzünden “Kent Ozanları” denmektedir. 90’lı yıllarda bu akıma özenerek birçok sanatçı boy gösterecektir. 80’li yıllar ise gerek pop müzik açısından, gerek diğer müzik türleri açınsından en kötü yıllar olarak kabul edilebilir. Eğer 70’leri plak, 90’ları da CD ile özdeşleştirirsek, 80’lere kaset canavarı yıllar diyebiliriz. 12 Eylül’ün baskısıyla başlayan dönemde müzik türleri de bir çıkmaza sürüklendi. Anadolu Pop ve Anadolu Rock furyasından arabesk dalgasından geçiş sözkonusuydu. Kanımca Orhan Gencebay, bu iki müzik türü arasında bir geçiş formu teşkil ediyor. Kendisi hiç bir zaman arabesk yaptığını iddia etmedi. Kendi müzik tarzını oluşturmaya çalıştı. Hatta bazı şarkılarındaki gitar soloları Anadolu Rocktan izler taşıyordu. Ancak kendisi de farkında olmadan arabeskin temelini attı ve arabeskin Orhan Babası oldu. Orhan Gencebay ile birlikte Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses ve Müslüm Gürses 80’lerde arabeskin dört büyük üstadı oldular. Hepsi de ayrı ses renkleriyle farklı acılara hitab ettiler, bir bütünü tamamladılar. 80’li yıllar Arabeskin altın yıllarıydı. Arabeskin yanısıra 1978 yılında Ferdi Özbeğen’in temelini attığı taverna kültürü, fantezi müziğini oluşturdu. Piyanist şantör ekolü doğdu. İnsanlar arabesk ile kederlenirken fantezi ile şenlendi. Oryantal kültür, bu iki müzik ile damarlara aşılandı. Bu hakimiyet, ister istemez diğer müzik türlerini etkisi altına aldı. Pop müzik de bu oluşumdan nasibini aldı. Nilüfer, İbo klasiği Mavi Mavi’yi yorumladı. 70’lerde Janis Joplin’e olan hatranlığını dile getiren Zerrin Özer, bu yıllarda aynı şeyleri Orhan Gencebay ve Hakkı Bulut için söyledi. Ajda Pekkan için “pek bulaşmadı” denilse bile o “Aman petrol canım petrol” dedi. Video klibinde Topkapı Sarayının damında dans eden kızlar ve bir Mercedesi çeken öküz, eurovizyon jürisinin şaşkın bakışlarına neden oldu ve böylece ortaya komik bir manzara çıktı. Bazılarına göre Sezen Aksu Sen Ağlama, Git gibi şarkılarla Türk makamları ile arabesk dalgasına cevap verdi, bazılarına göre bu şarkılar, onun arabeskten etkilendiğin göstergesiydi. 80’lerdeki müziğin kalitesizliğinin en bariz kanıtı, Opera adlı eurovizyon şarkısının sonradan en kötü eurovizyon şarkısı seçilmesidir. Bu yıllarda başlayan elektronikleşme, aranjör ve stüdyo müzisyenlerinin doğmasına neden oldu. 90’larda pop müziğinin teknik kadrosu: Garo Mafyan, Onno Tunç, Atilla Özdemiroğlu gibi isimler yetişti. Türk Sanat Müziği, yeterli dinleyici kitlesine ulaşamıyor, arayışlar içine giriyordu. Bas gitar ve Davul gibi enstrümanlar TSM şarkılarında duyulmaya başladı. Televizyonun yaygınlaşması sonucu konserler olan ilgi giderek azaldı. Sallantılarla geçen 80’li yıllardan sonra 90’lı yıllar geldi. Türk Hafif Müziği, yeni adıyla Türk Pop Müziği bir patlama yaşadı. TRT yıllardır bu müziğin yaygınlaşmasına mani oluyordu. Sadece yılbaşı gecelerinde ve özel programlarda televizyona çıkan hafif müzik sanatçıları şanslı sayılıyordu. Televizyon ve radyodaki bu tekelcilik, özel televizyon ve radyoların kurulmasıyla ortadan kalktı. Büyük bir engel yıkılmıştı adeta. Pop müzik rahat ve özgür bir ortamda icra ediliyor, geniş kitlelere ulaştırılıyordu. TRT’nin “hafife” aldığı bu müzik, popüler kültürün en temel taşı olarak yapılanıyor, bir çığ gibi büyüyordu. İlk tetiği Sezen Aksu çekti. “Hadi bakalım kolay gelsin, bir acayip zor yarış” diyerekten diğer popçulara mesaj veriyordu sanki. İlk defa bir hızlı (tekno) ritim, yerli bir şarkıda kullanılıyordu. Bunu bir sürü yenilik takip edecekti. Ardından komik dans figürleriyle Yonca Evcimik “Aboneyim” diyerek bu çağrıya cevap verdi. Teknoloji, olabildiğince kullanılıyordu. Ritim programlayıcılar, sentetik sesler, voice-boxlar ve daha birçok elektronik alet. İlk yıllarda kasıtlı olarak bir batıya yönelme oldu. Sonrasında Türk popu bir arayışa girdi. Tam olarak tanımlanamadığı için her türlü deneme yapılıyordu. Bir sonraki aşamada Akdeniz’den, Balkanlar’dan, Anadolu’dan ve Arabistan’dan ezgiler harmanlanarak yorumlanmaya başlandı. Aynı zamanda uçlara da yönelmeler oldu. Kartel, bizi Hip-Hop ile tanıştırırken Tuğçe San Tekno yaptı. Can Kat ise “Bırak çek git” diyerek bir Rythim and Blues denemesi yaptı. Ne var ki böyle çalışmalar pek tutulmadı. Daha önce bahsedilen harmanlama ürünü eserler daha çok tutuldu. Önemli bir şarkıya klip çekmek bir zorunluluk oldu. Klipler şarkının tanıtımı açısından en önemli rolü oynadılar. Şarkı, klibi ile bütünleşmiş olarak algılandığı için klip çekimlerinde daha çok özen gösterilmeye başlandı. Bir klip endüstrisi ortaya çıktı. Yeşilçam’ın bazı emekli yönetmenleri bu sektöre kaydılar. Bu kadar klip ve radyo yayını, albüm satışlarının düşmesine neden oldu. Korsan kasetçilik ve telif hakları sorunları gündeme geldi. Tarkan 90’ların pop ilahı oldu. Mavi gözleri ile kızları her zaman büyüledi. Şarkılarında “Kıl oldum abi”, “Hepsi senin mi”, “Ölürüm sana hişt zilli” gibi bol argo bulunmasına rağmen şarkıları çok sevildi. Bir canlı yayında boş bulunup “çişim geldi” diyerek karizmayı bir süreliğine bozmasına rağmen her zaman Türk Popunun 90’lardaki lideri oldu. Başarısını yurt dışında da kanıtladı. Tarkan gibi şarkılarında ilginç sözler bulunan şarkıcılara Anakaralı Turgut, kendi üslubuyla Ankara Havasıyla cevap verdi. Pop o kadar cazip hale gelmişti ki eskiler, tekrar gündeme gelmek için çareyi popta armaya başladılar. 80’lerin afroditi Banu Alkan, niteliksiz bir albüm çıkararak tekrar gündeme gelmeyi başardı. Türk Sinemasının Sultanı Türkan Şoray bile bir ara ciddi bir şekilde albüm çıkarmaya heveslenmişti. Popçuların sayısı o kadar artıyordu ki rahmetli Barış Manço, “Müsadenizle Çocuklar” demekten kendini alamadı. Çokyönlü sanatçı kavramı gelişti. Bir şarkıcı, albümünü çıkardıktan sonra dizi ya da filmlerde oyunuyor, kendi talk showunu hazırlıyordu. Bir yoruma göre 90’larda pop arabeskleşirken arabesk poplaştı. Popun arabeskleşmesi 80’lerdeki arabesk hakimiyetinin uzun vadede doğal bir sonucuydu. Arbeskin poplaşması, 80’lerdeki eski arabesk ruhunun kaybolması ve elektronik eklentiler kullanılması sayesine olmuştur. Mahsun Kımızıgül’ün Bebeğim Benim adlı şarkısı, arabeskin poplaşmaya başladığı ilk örnektir. Bu kadar çok popçunu albüm çıkarması. Bu kadar deneme yanılma, bu kadar cıvar kültürlerden harmanlayarak eserlerin oluşturulması kuşkusuz başarılı meyvelerini verecekti. Bu başarı, “Dinle” adlı şarkının Eurovizyonda üçüncülük alması ile kendini gösterdi. Daha önceki Eurovizyon’lardan farklı olarak batılı tarzda bir şarkı oluşturmak zorlanmamıştı. İçimizden geleni Akdeniz tadında doğal olarak icra etmiştik. Belki Avrupa bizden bunu bekliyordu. Evet, Türk Pop Müziği iyiye gidyordu. Yabancı müzik şirketleri yatırım için Türkiye’ye yönelmeye başladı. Tarzdan farklı olarak teknik açıdan Dünya standartlarına ulaşıyor, albüm tanıtım prosedürleri uluslararsı normlarda gerçekleştiriliyordu. Böylece Türk Popu yeni binyıla daha olgun, daha profesyönel olarak adım attı. Talat Alpan Aytekin Kaynaklar1. Sevan (Çamlıca Prestij Müzik Halkla İlişkiler Müdürü), Mega Müzik Dergsi, Dünden Bugüne Türkiye’de Müzikwww.prestij.net/mmdergi/dunden.html2. Hürriyet 75. Yıl Özel Eki, 29 Ekim1998, Hafif Batı Müziğinden Türk Popuna www.hurriyet.com.tr/fix98/75yil/43ekl.htm3. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, Aylık Yayın, Ocak 1999, Halk Müziğinin Değişen Kimliği ve Kent Ozanları www.iletisim.ege.edu.tr/gbilgi/1999-1.html4. Atilla Aydoğdu, Yeni Binyıl Pazar, 1 Ekim 2000, Pop İki Seksen Yere Serilmiştiwww.turkport.com/muzik/0,1816,50526_360640_____0,00.html | |
|