ÖDEV ARŞİVİ
Sayın Ziyaretçimiz;
Ödev Veya Konu Anlatımları Kategorilerini Görebilmeniz İçin Üye Olmanız Gerekmektedir...
Ödev Arşivimizi Sadece Üyelerimiz Görebilir
ÖDEV ARŞİVİ
Sayın Ziyaretçimiz;
Ödev Veya Konu Anlatımları Kategorilerini Görebilmeniz İçin Üye Olmanız Gerekmektedir...
Ödev Arşivimizi Sadece Üyelerimiz Görebilir
ÖDEV ARŞİVİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ÖDEV ARŞİVİ

Özgür Arşiv
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 - Türk Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri - :

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 123
Paylaşımcı Puanı : 2147483647
Kayıt tarihi : 03/04/09

- Türk Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri - : Empty
MesajKonu: - Türk Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri - :   - Türk Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri - : Icon_minitimeSalı Nis. 21, 2009 3:59 pm

- Türk Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri -
Sone : İlk iki bendi dörtlük, son iki bendi
üçlük on dört mısradan oluşan nazım şekli. Önce İtalyan edebiyatında
kullanılmış, sonra Fransız edebiyatına, oradan da diğer Avrupa
edebiyatlarına geçmiştir. Edebiyatımızda ilk Cenab Şahabeddin’in sone
şeklinde şiir yazdığını görüyoruz. Servet-i Fünûn şairlerinin hemen
hepsi bu nazım şeklini benimser.

Sone kafiye sistemi üçe ayrılır:

1. İtalyan tipi: Kafiye şeması abba, abba, ccd, ede
2. Fransız tipi: Kafiye şeması abba, abba, ccd, eed (İtalyan ve Fransız
tipi sone arasındaki tek fark son üçlüğün düzenindedir.)
3. İngiliz tipi: Mısra sayısı değişmemekle beraber ilk on iki mısra tek
bir bend, son iki mısra da ayrı bir bend halinde yazılırlar.

Özellikleri:

1. Genel olarak kısa şiir, türkü demektir.
2. 14 mısradan oluşan ve daha çok lirik konuların işlendiği bir nazım şeklidir.
3. İlk iki bent dörder, son iki bent üçer mısradır.
4. Kafiye örgüsü şöyledir. abba abba ccd ede
5. Türk şairleri sonenin kafiye örgüsünde serbest hareket etmişlerdir.
6. Edebiyatımıza Servet-i Fünun döneminde Fransız Edebiyatı etkisiyle geçmiştir.
7. Tevfik Fikret ve Cenap Şehabettin bu türün örneklerini çok vermişlerdir.

KUŞLAR

Bütün yaz bahçelerde ötüşen minimini
Kuşların o sevdalı sesleri işitilir
Onların Allah yollar sularını, yemini,
Onlar yalnız uçmayı ve ötmesini bilir.

Biri bir dalda yorgun, bir çılgın, havada
Biri daha ötede öter, durmadan öter
Akşam olunca döner, birleşirler yuvada
Melekler bu yuvayı kanatlarıyla örter

Gönül sen de kaygısız, bu kuşlara benzersin
Dilerim Allah’ımın rahmeti eksilmesin
Baharın bu zavallı kuşları üzerinden

Onlar baharın ruhu, kırların neşesidir
O sevdalı kuşların musikisi, sesidir
Bana şiirlerimin ahengini öğreten

A. Kutsi Tecer

__________________________________________________ _____

Terza Rima : Terza Rima üçer mısralık bentlerle yazılmış bir nazım
şekilidir. Bent sayısı belirsizdir. Tek bir mısra ile sona erer. Kafiye
şeması şöyledir: Aba bcb cdc ded e. İlk olarak İtalyan edebiyatında
görüldü. Dante İlahi Komedya’sını bu nazım şekliyle yazdı.
Edebiyatımızda terza rima’yı Tevfik Fikret, Şehrâyîn adlı tek şiirinde
denemiştir. 1908’den sonra pek kullanılmamıştır. Bu biçimde yazılmış
kısa şiirlerin son mısrasının kuvvetli olmasına dikkat edilir.

1. İtalyan edebiyatı’na mahsus bir nazım şeklidir.
2. Üçer mısralık üç bent ve sonda yer alan tek mısradan oluşur. Yani Üç
dizeli bentlerden oluşur, son bent tek dizeden meydana gelir.
3. Kafiye düzeni, örüşük kafiyedir; aba, bcb, cdc, d şeklindedir.
4. Dante’nin İlahi Komedyası terza-rima örneğidir.
5. Edebiyatımızda terza-rimayı ilk önce Servet-i Fünûncular kullanmıştır.
6. Servet-ı Fünun şairleri tarafından batıdan alınarak edebiyatımıza kazandırılmış nazım biçimidir.

Not: Terza-rimaya uyak düzeni nedeniyle örüşük uyak da denilir.

__________________________________________________ _______________________

Çapraz Kafiye : 1. Dörtlüklerden oluşur. Dörtlük sayısında sınır yoktur.
2. Kafiye örgüsü abab cdcd efef şeklindedir.
3. Her şey konu olabilir. Bunun için de çok yaygındır.


MEHLİKA SULTANMehlika Sultan’a âşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı;
Mehlika Sultan’a âşık yedi genç
Kara sevdalı birer âşıktı


Bir hayâlet gibi dünya güzeli
Girdiğinden beri rü’yâlarına
Hepsi meshur, o muamma güzeli
Gittiler görmeye kaf dağlarına

Mehlika’nın kara sevdalıları
Vardılar çıkrığı yok bir kuyuya Mehlika’nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gözlerle suya


Mehlika Sultan’a âşık yedi genç,
Seneler geçti, henüz gelmediler;
Mehlika Sultan’a âşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler

Yahya Kemâl Beyatlı

__________________________________________________ ________________

Sarma Kafiye : 1. Dörtlüklerden oluşur, dörtlük sayısı sınırlı değildir.
2. Kafiye örgüsü; abba cddc effe şeklindedir.
3. Konu sınırlaması yoktur.

MÜNZEVÎBir sonbahar akşamı… Sahillerdeyim
Gamlı bir heykel gibi kayalarda ben
Dağınık saçlarımdan pervasız esen
Rüzgârların elinde bir kırık neyim


Engin bana yâd eder yetimliğimi,
Gözyaşlarıyla düşer dalgalar kuma
Issız bir yoldayım ki hasta ruhuma
Herkes yabancı: Kimden sorayım kimi?

Gökler esmer ve derin, sular dalgalı
Sahilden uzaklaştı son yolcular da;
Enginleri dinliyor yalnız kenarda
Sararmış bahçesiyle virân bir yalı

Dumanlarla örtülen bir deniz gibi
Canlanıyor en hazin dalgalar bende
Bekliyoruz yuvanı şimdi bahçende
Ben kimsesiz, ağaçlar kimsesiz gibi

Faruk Nafiz Çamlıbel

__________________________________________________ _____________________

Düz Kafiye : 1. Her beyti kendi arasında kafiyelidir.
2. Kafiye örgüsü, aabb cc ‘dir.
3.Düz kafiye ile istenilen uzunlukta şiirler yazılabilir.



Not: Bu nazım şeklinin kafiyelenişi Klâsik (Divan) Türk Şiirindeki
mesnevi ile aynı olduğu için bu nazım şekline Yeni Mesnevi de denir.

AKINCI


Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı, o gün dev gibi bir orduyu yendik
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: ilerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafileyle…

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.

Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla
Yerdin yedi kat arşa kanatlandık o hızla
Cennetle bugün gülleri açmış görürüz de
Hâlâ o kızıl hatıra titrer gözümüzde
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Yahya Kemâl Beyatlı

__________________________________________________ ________




- Serbest Nazım Biçimleri -

Serbest Müstezat : 1. Bu nazım şeklinde uzun, kısa, çok kısa dizeler bazen düzenli, bazen de düzensiz olarak tekrarlanırlar.
2. Kısa mısraların ölçüsü, şiirin ölçüsünün bir parçasıdır.
3. Kafiye düzeni belirli bir kurala bağlı değildir.
4. Aruz ölçüsüyle yazılır.
5. Edebiyatımızda özellikle Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âtî şairlerinin kullanığı bir nazım şeklidir.

Not 1: Bu nazım biçiminde düşünceler, dizeden dizeye atlayarak devam eder. Nazım, giderek nesre yaklaşmış olur.
Not 2: Serbest müstezat, serbest nazıma geçişi sağlamıştır..


KIŞ
Yine kış,
Yine şems-i mesâda (akşam güneşi), ah o bakış,
Yine yollarda serseri dolaşan
Âşiyânsız tuyur-ı pür-nâliş( inleyen yuvasız kuşlar)Tehi kalan ovalar
Sükût eder sanılır mevsimin gumûmuyla
Harab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,
Ne giden,
Şimdi yalnız kavafil-i evrâk (yaprak yığını)
Mütemadî sürüklenir bir uzak
Ufk-ı pür-ıztırab u nermide.Yine kış, yine kış
Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış


Ahmet Hâşim..

__________________________________________________ _________________

Serbest Nazım : 1. Genellikle ölçü ve kafiyeye bağlı bulunmayan, dizelerindeki hece sayısı değişik olan şiirlerdir.
2. Servet-i Fünûn’dan sonra kullanılmaya başlanan bu nazım şekli günümüzde çok yaygınlaşmıştır.
3. Ölçü ve kafiye şiire ahenk verir. Serbest nazımlarda ise bu ahenk aliterasyon ve asonanslarla sağlanır.
4. Serbest nazmın, şairlerin kullanışlarına göre pek çok çeşitleri vardır. Bunun için de henüz belirginleşmiş bir kuralı yoktur.



ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifâyetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık..


__________________________________________________ ____________________

__________________________________________________ ____________________

Türk Edebiyatında Şiirin Tanımı :

Türk Edebiyatında Şiir


Türkiye'de genel olarak tüm alanlarda batılılaşma süreci, 1839 yılında
ilân edilen Tanzimat Fermanı ile başlamıştır. 1838 - 1860 yılları
arasında yetişmiş gençler 1860 yılında sonra Edebiyat alanında
batılaşmayı sağlamışlardır. Bu dönem edebiyatına Tanzimat Edebiyatı
denmektedir.
Türk şiirinin halk ağzından derlenmiş en eski ürünlerinden bazıları
Divân-ı Lügati't-Türk 'tedir. Çuçu adlı bir Türk şairinin adının da
anıldığı bu kaynaktaki şiirler aşk, doğa, kahramanlık, ahlaksal öğütler
gibi dünya şiirinin en eski ve yaygın konularını kapsar. Burada verilen
örnekler hece vezniyle söylenmiş, uyaklı dörtlüklerden oluşur.
VIII.-XIII. yüzyıllardan kalma manici ve buddhacı Uygurlar'a ait
şiirler koşuğ, küğ gibi adlar taşır. Bazılarının adları (Aprınçur
Tigin, Sıngku, Seli Tutung) da bilinen bu dönem şairlerinin ürünlerinde
hece vezni ve uyak gibi öğelerin yanında dize başındaki uyaklardan,
dize yenilemelerinden, aliterasyondan da geniş biçimde yaralanılmıştır.
Şölen, sığır, yuğ gibi dinsel törenlerde kopuz eşiliğinde söylenen eski
Türk şiiri İslam dininin benimsenmesinden sonra Türk halk şairlerin
ürünlerinin prototipidir. İslam uygarlığı çerçevsinde din, tasavvuf,
konularını ele alan şiir yanında aşk, şarap temalarını işleyen din dışı
şiirin esin sonucu oluştuğuna inanılmıştır. Halk şiirinin hece ile
söylenmiş dörtlüklerine karşın aruz vezniyle beyit birimine dayanılarak
oluşturulan divan şiiride, İran şiiri aracılığıyla alınan biçimler
yanında yerli biçimler de (tuyuğ, şarkı) görülür. Şiirin kapalı
olmaması, kolay anlaşılması daima istenmiştir.
“Şiirde sözün ruşen ola,açık ola ve sakın ki gamız söylemeyesin, yani örtülü söylemeyesin.”
Büyük ölçüde anlatı ustalığına dayanan eski şiirin bilgi kaynağından da
beslenmesi ileri sürülmüştür. Bu yoldaki görüşler karşın divan şiiri ve
XVIII. yüzyıldan itibaren ondan derin biçimde etkilenen halk şiiri,
gerçek yaşamdan ve toplumdan alabildiğine uzaklaştı.
“İlimsiz şiir esası (temel) yok duvar gibi olur ve esassız duvar gayette biitibar olur.---- Fuzuli”


Dönemlerine göre Türk Şiiri
Tanzimat Dönemi
Servet-i Fünun Dönemi
Fecr-i Ati Dönemi
Garip Akımı
İkinci Yeni Akımı
Toplumcu-Gerçekçilik
1980 Sonrası Şiir
Yeni Poetikalar
XX. Yüzyıl Şiir Bildirileri
XXI. Yüzyıl Şiir Bildirileri
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dersanem.yetkin-forum.com
 
- Türk Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri - :
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 18.yy halk edebiyatı
» 14. yy halk edebiyatı
» 16. yy halk edebiyatı
» 13. yüzyıl halk edebiyatı
» Türk Destanı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ÖDEV ARŞİVİ :: Ödev ve Konu Anlatımı Kategorileri :: Edebiyat-
Buraya geçin: