ÖDEV ARŞİVİ
Sayın Ziyaretçimiz;
Ödev Veya Konu Anlatımları Kategorilerini Görebilmeniz İçin Üye Olmanız Gerekmektedir...
Ödev Arşivimizi Sadece Üyelerimiz Görebilir
ÖDEV ARŞİVİ
Sayın Ziyaretçimiz;
Ödev Veya Konu Anlatımları Kategorilerini Görebilmeniz İçin Üye Olmanız Gerekmektedir...
Ödev Arşivimizi Sadece Üyelerimiz Görebilir
ÖDEV ARŞİVİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ÖDEV ARŞİVİ

Özgür Arşiv
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bilinmeyen Osmanlı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 123
Paylaşımcı Puanı : 2147483647
Kayıt tarihi : 03/04/09

Bilinmeyen Osmanlı Empty
MesajKonu: Bilinmeyen Osmanlı   Bilinmeyen Osmanlı Icon_minitimePaz Nis. 19, 2009 6:25 pm

Dünyanın ilk Standartlar ve Tüketiciyi Koruma Kanunları





II.
Bâyezid döneminde dünyanın ilk Standartlar Kanunu, ilk Belediye Kanunları,
ilk Tüketiciyi Koruma Kanunları ve ilk Gıda Nizâmnameleri hazırlandığı
söylenmektedir. Bu kanunlardan bazı örnek maddeler zikrederek anlatabilir
misiniz?



Prof Dr. Ahmed Akgündüz
Evet doğrudur. II. Bâyezid devrine ait en mühim kanunlardan birisi şüphesiz
ki, Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisâb Kanunnâmeleridir. Bu kanunnâme, dünyanın
en mükemmel ve en geniş belediye kanunu olmakla kalmamakta, aynı zamanda dünyada
ilk tüketici haklarını koruyan kanun, ilk gıda maddeleri nizâmnâmesi, ilk
standartlar kanunu, ilk çevre nizâmnâmesi ve kısaca asrına göre çok hârika bir
hukuk kodudur. Bu kanun, hem Osmanlı örf âdetlerini ve hem de İslâm hukukunu çok
iyi bilen Mevlânâ Yaraluca Muhyiddin tarafından hazırlanmıştır. Hazırlanış
tarihi 1502 ila 1507 tarihleri arasındadır.

Biz, her biri 100 küsur maddeyi bulan bu üç kanunnameden sadece bazı maddelerini,
tüketici hakları açısından arz ediyoruz (Maddenin başındaki rakamlar Kanun
maddelerine ve harflerden B, Bursa, E Edirne ve İ İstanbul Kanununa işaret
etmektedir):

“İ-45. Ve mahkeme kararıyla yiyecek ve içecek ve giyecek ve hubûbât ki; çarşıda
ve pazarda vardır, gözedilüb her meslek sahibi teftiş oluna. Eğer terâzûda ve
kilede ve arşunda eksük bulunursa, muhtesib (belediye başkanı) haklarından gele.

İ-21. Etmekçiler, standart olarak alınan ekmeği narh üzere pâk işleyeler, eksik
ve çiğ olmaya. Etmek içinde kara bulunursa ve çiğ olursa, tabanına let uralar;
eksük olursa tahta külâh uralar veyahud para cezası alalar. Ve her etmekçinin
elinde iki aylık, en az bir aylık un buluna. Tâ ki, aniden bazara un gelmeyüb
Müslümanlara darlık göstermeyeler. Eğer muhâlefet edecek olurlarsa,
cezalandırıla.

İ-4. Eyle olıcak ekmek gâyet eyü ve arı olmak gerekdir.

E-7. Aşcılar bişürdükleri aşı pâk bişüreler ve çanakların pâk su ile yuyalar ve
tezgâhlarında kâfir olmaya. Ve iç yağiyle nesne bişürmeyeler. Ve bir akçelik eti
her ne narh üzerine alurlar ise beş pare olur. Bir akçelik aş alanın aşına bir
pâre koyalar. İki pulluk dahi etmek vereler. Bir akçelikden artuk alsalar ya
eksük alsalar, bu hisâb üzerine vereler. Cemî‘ Edirne'nin aşcıları ittifakiyle
teftiş olundı.

İ-38. Ve kile ve arşun ve dirhem gözlenile; eksüği bulunanın hakkından geleler.

İ-5. Un kapanında olan kapan taşlarını, mahkeme kararıyla muhtesib (belediye
başkanı) dâim görüb gözede. Tâ ki, hile ve telbîs olub un alan ve satan
kimesnelere zarar ve ziyân olmaya.

B-74. Ve hamallar na‘lsuz at istihdâm etmeyüb ve dağ yükünün iki yükünden ziyâde
götürmeye.

E-58. Ve ayağı yaramaz bârgiri işletmeyeler. Ve at ve katır ve eşek ayağını
gözedeler ve semerin göreler. Ve ağır yük urmayalar; zira dilsüz canavardır. Her
kangısında eksük bulunursa, sâhibine tamam etdüre. Eslemeyeni gereği gibi
hakkından gele. Ve hammâllar ağır yük urmayalar, ma’kul üzerine ola[1].

İ-40. Ve sirke ve yoğurda su koymayalar. Su katılmış olub bulunursa, teşhir
edeler veyahud tahta külâh uralar, gezdireler.

İ-29. Kuyumcular, sâde işi dirhemine bir akçe; minekârî işde dirhemine iki akçe
ve altun sâde ise miskâline üç akçe; müşebbek işde miskâline beş akçe ve gümüş
düğmeler iriyi ve hurdayı gâyet eyü hâlis işleyeler, bakır koyub işlemeyeler.
İşleyenin muhtesib (belediye başkanı) gereği gibi haklarından gele.

İ-33. Ve boyacıları dahi gözedeler, kalb boyamayalar; boyarlarsa gereği gibi
hakkından geleler.

İ-42. Ve iplikçilerin ipliği tire ipliğine berâber ola. Ve astar ki, şehirde
işlene, sekiz arşun ola, eksük olmaya. Olursa hakkından geleler.

İ-46. Hammâmcılar, hâmmâmları gözedeler, yunmuş ola, ıssı ve sovuk su ile ârâste
ve dellâkleri cest ve çâlâk ola. Usturası keskin ola. Şöyle ki, usturası altında
kimesne zahmet çekmeye ve nâzır olan fotaları pâk duta; Müslümana verdüği fotayı
kâfire vermeye.

İ-66. Ve dahi hekîmlere ve attârlara ve cerrâhlara, muhtesib (belediye
başkanı)in hükmi vardır; görse ve gözetse gerekdir.

İ-24. Bakkallar ve attârlar ve bezzâzlar ve takyeciler, onun on bire satalar,
ziyâdeye satmayalar. Ziyâdeye satarlarsa, muhtesib (belediye başkanı) dutub
te'dîb ede. Ammâ bu bâbda ve gayride mahkeme kararı bile ola.

E-194. Berber gözlene; kâfir başın tıraş etdükleri ustura ile Müslüman başın
tıraş etmeyeler. Kâfir yüzin sildikleri fota ile Müslüman yüzin silmeyeler.
Usturaları keskün ola.

E-195. Tabibler dahi gözlene; bîmârhâne (hastahane) tabiblerine göstereler,
imtihân edeler, kabul etmedikleri kimesneleri men` edeler. Cerrâhlar dahi
gözlene; san`atlarında kâmil olalar.

E-196. Değirmenciler gözlene; değirmende tavuk beslemeyeler ki, halkın ununa ve
buğdayına zarar etmeye. Ve âdetlerinden artuk almayalar ve iri öğütmeyeler ve
kesmüklü buğdayı değiştirmeyeler ve illâ muhkem ve müntehî hakkından geleler.

E-198. Ve câmilerde dilenci tâifesin yürütmeyeler.

İ-70. Ve her san‘atı aydan aya kadı ile teftiş ede ve dahi göre ve gözede. Her
kangısı kim ta‘yin olunan narhdan eksük sata, muhtesib (belediye başkanı)
hakkından gelüb teşhîr ede.

İ-73. Fil-cümle bu zikr olunanlardan gayrı her ne kim Allâh ü Te‘âlâ yaratmışdır,
hepsini de muhtesib (belediye başkanı) görüb gözetse gerekdir, hükmi vardır.
Şöyle bileler, her kim muhâlefet ve inâd ederse, itâba ve ikâba müstahak olur”[2]

[1] Hayvan haklarının 20. yüzyılın başında
savunulmaya başlandığı düşünülürse, bu maddenin çok ileri bir hukuk anlayışının
mahsulü olduğu daha iyi anlaşılır.

[2] Akgündüz, Osmanlı Kanunnâmeleri, c. II, sh. 188-230, 286-304, 387-402.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dersanem.yetkin-forum.com
 
Bilinmeyen Osmanlı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Osmanlı Padişahları
» 2. Abdülhamid « Osmanlı Tarihi
» Osmanlı Devletinde (Sehzadeler)
» Osmanlı Devletinde (Vezirler)
» Osmanlı Devletinde (Nişancı)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ÖDEV ARŞİVİ :: Ödev ve Konu Anlatımı Kategorileri :: Tarih-
Buraya geçin: